
YERLİ BEHLÜL’e
Behlülüm iki gözüm, süs horozum benim…
Bu sevgililer gününde harap olmuşsun… Parçalanmışsın eminim…
Sanki de üzerine ölü toprağı sermişler…
Sesin de çıkmaz oldu…
Yoksa şimdi de, ölü taklidi yapıp havada dolaşan leş gargasına mı taktın…
Şikayet mi, Yapma be Behlülüm…
Sende Arpalıktan kalma Arpa mayası var, olmayanlar ne desin…
Senin Arpalıkta arpayla yaptığın Dansı da unuttuğumuzu sanma sakın…
Bütün Horozluğun da ondan değil mi zaten…
Amma biraz da meram anla artık, yahuuu…
Bu işler pis işler…
Su ister, sabun ister….
Gerçi seni yeşil sabunla baş baş yıkasak da temizlemek mümkün değil amma olsun….
Bu işler sadece pis değil, masraflı da…
Bir daha sana Arpalık ya da Arpa teslim edilir mi bilemiyorum…
Gerçi Sen yediğini yedin, yeyemediğini de bu zor günler için bir yerlere gömdün ya, olsun…
Behlülüm, Süs horozum benim bir sana bakarım bir de mandaramdaki Horozuma bakarım da vallahi, sana Horoz demek benim horoza hakarettir…
Horozun da bir onuru, gururu, duruşu olur ya…
Horozumla Bir tek ortak yönünüz var ikinize de Tavuk emanet edilmez…
Sadece sen yer çekimine meydan Okur sürekli sekiyorsun…
Bu Kıçının yere yakın olmasından mı yoksa okka basmaz oluşundan mı anlayamadım…
Neyse bu Sevgililer gününün Şokunu atlat hele de gene muhabbet ederiz…