Antarktika’daki deniz buzunun üst üste üç yıl boyunca endişe verici derecede düşük seviyede olduğunu açıklayan bilim insanları, güney yarımkürede yaz aylarında bu düşüşü gözlemlediklerini belirtiyor. Dünyanın en güneyindeki kıtayı çevreleyen deniz buzunun 2 milyon kilometrekarenin altına düşmüş olması, ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi (NSIC) tarafından endişe verici olarak nitelendiriliyor. Bu durum, üst üste üçüncü yılın altında gerçekleştiği için bilim insanları tarafından ciddi bir tehdit olarak değerlendiriliyor.
Deniz buzundaki düşüş, penguenler, foklar ve diğer Antarktika hayvanlarının yaşam alanlarını tehlikeye atarken, küresel deniz seviyelerinin yükselmesine de katkıda bulunabilir. NSIC’de kıdemli araştırma bilimcisi olan Walt Meier’e göre, deniz buzundaki rekor düşüşün tam nedeni henüz bilinmemekle birlikte küresel ısınmanın önemli bir etken olabileceği belirtiliyor. Özellikle 2016 yılından itibaren Antarktika’daki deniz buzunun normalden düşük seviyede seyrettiği ve zaman zaman rekor düzeylere kadar gerilediği biliniyor. Bu durum, kutup bölgelerinin serin kalmasına yardımcı olan buz örtüsünün kaybıyla sonuçlanabilir.
Bilim insanları, deniz buzunun 18 Şubat tarihinde 1,99 milyon kilometreye kadar düştüğünü belirtirken, küresel ısınmanın azaltılması durumunda bile bu durumun değişmeyeceği konusunda uyarıda bulunuyor. Deniz buzunun düşüşü, alçak kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insanı tehdit ederken, bazı kıyı topluluklarının bölgeyi terk etmeleri gerekebilir.
Deniz buzunun yapısı ve işlevi üzerinde de duran bilim insanları, bu buzun donmuş okyanus suyundan oluştuğunu ve diğer buz türlerinden farklı olarak sıvı suyun üzerinde yüzdüğünü belirtiyorlar. Deniz buzunun dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 7’sini ve okyanusların yaklaşık yüzde 12’sini kapladığı tahmin ediliyor. Arktik ve Güney okyanuslarındaki kutup buz kütlelerinin mevsimsel değişikliklere ve çevresel faktörlere bağlı olarak farklılık gösterdiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, Antarktika’daki deniz buzunun endişe verici derecede düşük seviyelerde seyretmesi, küresel ısınmanın etkilerinin giderek arttığını gösteriyor. Bilim insanları, bu durumun önlenmesi için acil önlemler alınması gerektiğini vurgularken, doğal yaşam ve insan yerleşimlerinin bu değişikliklerden etkilenebileceğini belirtiyorlar.