Habire Haber Kıbrıs'ın Kapsamlı Haber Sitesi
Cyprus Mail’de “Görüşümüz” adlı köşede, Rum Lider Nikos Christodoulides’in “İran bizden arabuluculuk istedi” şeklindeki sözleri üzerinden sert eleştirel bir yazı yer aldı.
Yazıda “ Hristodulidis Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ve kendisine uluslararası ilişkilerde bir ‘rol’ kazandırma yönündeki ısrarlı çabaları, hafta sonu geri tepti” denildi
Yazıda, “Hristodoulides bu iddiayı uydurmuş olabilir mi? Peki, bunu yaparak ne kazanmayı umuyordu? Hükümetinin uluslararası ilişkilerde oynadığı ‘rolü’ iç kamuoyuna tanıtmak bu kadar mı önemliydi? Gerçekten bunun onay oranını artıracağını mı düşünüyor, yoksa bu sadece bir kendini yüceltme çabası mı? Asıl şaşırtıcı olan ise diplomatik kariyer geçmişine rağmen, Christodoulides’in diplomasinin en temel kurallarından birini unutmuş gibi görünmesi: gizlilik” ifadeleri yer aldı
Yazı özetle şöyle:
Eğer İran gerçekten Kıbrıs’tan İsrail’e mesaj iletmesini istemiş olsaydı, bunun tamamen gizlilik içinde yapılmasını beklerdi ve bu durumun kamuoyuna açıklanması, Tahran’ın zayıf göründüğü anlamına gelirdi. Hiçbir hükümet, kendisine saldırıda bulunan bir ülkeye mesaj gönderdiği izlenimini yaratmak istemez. Tecrübeli bir diplomat olan Christodoulides bunu bilmiyor muydu? Diplomasinin gizli yürütüldüğünde başarı şansının çok daha yüksek olduğunun farkında değil miydi? Sadece bir ilerleme sağlandığında kamuoyuna açıklama yapılması anlamlı olur.
Bakan Kombos ise, Mısır, Ürdün, Lübnan, Bahreyn ve Umman liderleriyle temas hâlinde olduğunu belirttikten sonra, pazartesi günü yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı’nın bu konuda kamuoyuna açıklama yapmasının doğru olduğunu savundu. Eleştirel yaklaşan bir radyo sunucusuna, “Neden söylenmemeliydi ki?” diye sordu. “Bana göre çok doğru bir şekilde ifade edildi çünkü içinde bulunduğumuz an bu açıklığın olmasını gerektiriyor,” diyerek Cumhurbaşkanı’nı savundu.
Ancak özünde, dışişleri bakanı burada diplomatik acemiliği savunmuş oldu.
Diplomasi, sonuç elde etmek yerine iç politikada puan toplamak için kullanıldı. Kabul etmek gerekir ki, Christodoulides bu süreçten bir sonuç elde edemezdi ama bu, hem kendisini hem de ülkesini kamu diplomasisi yoluyla küçük düşürmesi gerektiği anlamına gelmiyordu.
