Dünyada suç sayılan birçok garip şey bulunmaktadır. Örneğin İngiltere’de, posta pulunu zarfın tersine yapıştırmak vatana ihanet olarak kabul edilmektedir. İneği sokakta yürütmek de aynı şekilde yasalara aykırıdır. Pazar günleri belirli bir saatten sonra elektrik süpürgesi ile temizlik yapmak da suç kapsamına girmektedir.
Daha ciddi konulara geçecek olursak, insanların renk veya etnik kökeni ile ilgili şaka yapmak suç teşkil eder. Ayrıca, bir kişinin cinsel kimliği ile ilgili rahatsız edici açıklamalar yapmak da suç sayılmaktadır. Türkiye’de Atatürk’ün manevi şahsiyetine hakaret etmek de suçtur.
Daha büyük boyutlara ulaştığımızda, Nazi Almanya’sının Yahudilere soykırım uygulamadığını iddia etmek veya yazmak suç kapsamına girmektedir. Bazı ülkelerde, 1915 olaylarının Ermeni Soykırımı olmadığını belirtmek suç sayılmaktadır. İnsanlığa karşı işlenen suçları inkar etmek de genel anlamda suç sayılmaktadır.
Bu noktada, yasa yapıcıların, yani milletvekillerinin dikkatine bir öneride bulunmak istiyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımı yapanlar suç işlemiş sayılmalıdır. Siyasi çıkar elde etmeye çalışanlar da aynı şekilde suçlu kabul edilmelidir. Türkiye-Kıbrıslı ayrımı yapanlar da suçlu sayılmalıdır.
Bu konuda Cumhuriyet Meclisi’ndeki hukukçuların daha uygun ifadelerle yasa tasarısı hazırlayacaklarına inanıyorum. Artık yeter. 1974’ten bu yana 50 yıl geçti. Bu sürede gelen Türkiye vatandaşları artık Kıbrıs’ın bir parçası haline gelmişlerdir. Şive farklılıkları var diye ayrım yapmanın bir anlamı yok.
Son olarak, Erhan Arıklı’nın yaptığı ayrımcılığı kınıyor ve siyasete bu şekilde yaklaşım göstermenin doğru olmadığını düşünüyorum. Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımı yaparak toplumu kutuplaştırmak yanlış bir yaklaşımdır ve ciddi cezaları gerektirir. Meclis’in konuya hızlı bir şekilde müdahale etmesi gerektiğini umuyorum. YDP üyelerine sesleniyorum, bu ayrımcılığa karşı çıkın ve vatanınızın Kıbrıs olduğunu unutmayın. Kimse sizi bu şekilde kullanamaz.